Kategori: Uçaklar
Binlerce yıl boyunca, insanlar gökyüzünde zahmetsizce süzülen kuşlara imrenerek baktılar. Mitolojik İkarus'tan Leonardo da Vinci'nin uçan makine çizimlerine kadar, gökleri fethetme arzusu insan tarihinde sürekli bir hayal olarak kaldı. Ancak bu kadim özlem, 20. yüzyılın başlarında nihayet gerçeğe dönüştü.
Uçakların gökyüzünde süzülmesi, yerçekimine meydan okuması çoğumuz için büyüleyici bir manzaradır. Peki uçaklar gerçekten nasıl uçar? Bir uçağı havada tutan kaldırma kuvveti (lift) nasıl oluşur? Pek çoğumuz okullarda ya da popüler bilim kaynaklarında uçağın kanadının üstünden akan havanın, altından akan havadan daha hızlı aktığı ve Bernoulli ilkesine göre basınç farkından dolayı uçakların yükseldiğini öğrendik. Ancak durum gerçekte bu kadar basit değil.
Hava taşımacılığı, modern toplumların olmazsa olmaz unsurlarından biri haline gelmiştir. Dünyada her gün binlerce uçak iniş ve kalkış yaparken, havaalanları bu operasyonların güvenli ve etkili şekilde gerçekleşebilmesi için hassas bir düzen içinde tasarlanmıştır. Bu düzenin en temel öğelerinden biri, havaalanı pistlerinin isimlendirilmesi ve pist başı ile sonlarında yer alan rakamlardır.
Turbojet, en basit jet motorudur. Giriş, sıkıştırma, yanma, türbin ve çıkış bölümlerinden oluşur. Diğer tüm jet moturu tipleri, bu motor türüne dayanmaktadır. Bu nedenle en başta turbojet motorların çalışma şeklini anlamamız, turboprop ve propeller-jet motorların çalışma mantığını anlamamıza yardımcı olacaktır.
Amatör olarak havacılık ile ilgileniyorum. Uçaklarda kullanılan teknolojilere, uçağın uçmak için hazırlanması sürecindeki işleyişe, insanların-kargoların uçağa ulaştırılması ve uçaktan çıkartılması süreçlerine hayranlık duyuyorum. "Uçmak insanlık için en önemli başarı mı?" tartışılabilecek bir konu ama uçmak için kanatlara sahip olmayan varlıklar olarak doğanın kurallarına meydan okuduğumuz kesin.
1